ADNAN ARSLAN HOCA İLE SORU CEVAP

Soru:Namazlarımın peşine Ayet- el Kürsiyi okuyorum ve 99 taneli tesbihime boydan boya üflüyorum. Bu doğru mudur?
Cevap:Hayır, doğru değildir. Ayet- el Kürsi okunduktan sonra ellere üflenir ve ellerimizle vücudumuzu manevi olarak sıvazlarız, sünnettir. Yoksa tesbih tanelerine üflemenin bir dayanağı yoktur.Hastalarımıza da, maddi tedaviyi yerine getirmekle beraber Ayet- el Kürsi’yi okuyup üflemek sünnettir. Şifa Allah’tandır. Ellerimizi de vücudumuzun yetişebildiği yerlerine kadar sürmek bedenimizi manevi muhafaza altına almak demektir. Nazar değmesin diye de kendimize ve evlatlarımıza okuyabiliriz.
Soru:Kabenin bitişiğinde bulunan ay şeklindeki yerin içinde namaz kılmak caiz midir? Yine o yerin içinden tavaf yapsak geçerli olur mu?
Cevap:Ka’be-i Muazzama’nın kuzey tarafında, yarım duvarla çevrili, yarım daireye Hatîm denir. Burası tavafta Kabe’ye dahildir. Yani tavaf bu mekanın içinden değil dışından yapılır. İçinden yapılan şavt (yedi şavt bir tavaftır) geçerli olmaz. Çünkü Hadis-i Şerifle sabittir ki tavafta Hatîm Kabe’ye dahildir.Namazlarda ise; bu yerin içinde kılınan namazlarda Hatîm’e doğru değil Kabe’ye dönerek kılmak farzdır. Kabe içinde her tarafa dönerek namaz kılınır. Ama Hatîm içinde yarım daireye dönerek namaz kılmak caiz değildir. Çünkü Kabe’ye dönerek namaz kılmak Ayet-i Kerimeyle sabittir.
Soru:Kur’an’ı ne kadar zamanda bir hatim etmemiz tavsiye edilir? Mealini okumamız hatim olur mu?
Cevap:Kur’an-ı Kerim’i ayda bir hatim etmek müstehaptır. Bazı alimler yılda bir, kırk günde bir veya haftada bir hatim yapmayı tavsiye etmişlerdir. Üç günden aşağıya okumak uygun görülmemiştir. Böyle çok kısa zamanda okumak tecvid kurallarını ihmal ettirebilir. Onun için müstehap görülmemiştir.Kur’an’ın mealini okumak hatim sayılmaz ama sevabı çoktur. Ayrıca Allah’ın Kelamını anlamak için de en azından bir tefsir kitabı ( ayetleri açıklayan ve anlatan bir kitabı ) okumak her müslüman için gereklidir.
Soru: Seferde kazaya kalan dört rekatlık namaz mukimlik halinde kaç rekat olarak kılınır?
Cevap: Seferde kazaya kalan dört rekatlı namaz, ister seferilik halinde, ister mukimlik halinde kaza edilsin iki rekat olarak kılınır. Bunun tersi mukimlik halinde kazaya kalan dört rekatlı namaz, ister seferilik halinde, ister mukimlik halinde olsun dört rekat olarak kaza edilmesi gerekir. Mazeret olmaksızın bir namazı kazaya bırakmak büyük günahtır. Bu namaz kaza edilmekle yerine getirilmiş olur. Fakat geciktirilmesinden dolayı işlenilen günahların af edilmesi için tevbe ve İstiğfar etmek gerekir.
Soru: Ben müteahhitim. Ticari olarak ev ve işyerleri yapıyor ve satıyorum. İnşaat esnasında zekât vermem gerekir mi?
Cevap: Evet, gerekir. Yaptığınız bina hangi aşamada ise her sene zekât vereceğiniz tarihte inşaatın bitmiş olan kısmının maliyeti ne kadarsa, ona göre zekâtını vereceksiniz. Zekât hesabınız, Ramazan’dan Ramazan’a ise ve o yıl inşaatın hangi aşamasında iseniz, mesela %30 kadarında iseniz ve maliyeti ne kadarsa, o yıl ki borçlarınızı çıktıktan sonra, 1/40 (%2,5) zekât verirsiniz. İnşaat, %50 ise ona göre, %90 ise ona göre zekâtını sene bitince vereceksiniz. Yani ne kadarı bitmişse o miktardan yine o yılki borcunuzu düşerek zekât vereceksiniz. İnşaat tamamlandıktan sonra bir emlakçı gibi elinizde kalan daire ve iş yerlerinden yine bir senelik borçları çıktıktan sonra zekâtını verirsiniz.
Soru:Tarladan aldığımız arpamızı, buğdayımızı emanetçiye veriyoruz. Fiyatı belli olunca parasını alıyoruz. Bu caiz midir?
Cevap:Hayır, caiz değildir. Emanet ile alım-satım akdinin hükümleri sonuçları itibariyle farklıdır. Emaneti istediğinizde geri alabilmelisiniz. Emanet olarak verdiğiniz mal zayi olduğunda emanetçinin ihmali yoksa sorumluluk sizdedir ve emanetçi tazmin etmez. Ama siz ürününüzü satıyor ve akit yapıyorsunuz. “Parasını belli olunca veya 5-7 ay sonra değeri kaç lira ise ondan alırım” diyorsunuz. Bu caiz değildir. Çünkü ücreti meçhul (belirsiz) bırakılmıştır. Bu her ürün için böyledir. Elma, armut, fındık, fıstık gibi kilosu, cinsi, kıymeti vs. bilinmelidir. Ancak şöyle yaparsanız caiz olur. Emanet verirsiniz. Fiyat belli olduktan sonra buğdayınızı isterseniz emanet verdiğiniz tüccara, isterseniz bir başkasına satma hakkınız olduğunu da bilerek dilediğiniz kişiye satabilirsiniz. Yani emanet akdiyle satış akdini birbirinden ayırmalısınız.
Soru: Cenaze Namazı abdestsiz kılınır mı?
Cevap : Hayır. Kesinlikle Caiz değildir. Suyla abdest aldığında Cenaze Namazına yetişemeyeceğini anlayan Teyemmüm Abdesti alır ve namazı kılar. Bayram Namazını kaçıracağından endişe eden de teyemmüm abdestiyle kılabilir. Çünkü kazası yoktur. Ama 5 vakit namaz ve Cuma namazına yetişemeyen teyemmümle kılamaz. Mesela; Camiide Cuma Namazını kılmaya hazırlanan birinin abdesti bozulsa, teyemmümle Cuma Namazı kılamaz. Çünkü Cuma’yı kılamazsa Öğle Namazını kılar.Diğer namazlarda en sevaplı saf ön saftır. Fakat cenaze namazında en sevaplı saf arka saflardır.Kadınların da Cenaze Namazı kılmaları iyi olur.
Soru: Babamız zekat borcunu ödemeden vefat etti. Bu borcu bizim ödememiz gerekir mi?
Cevap : Zekat farz olduktan sonra fakirlere verilmek üzere ayrılan mal, hemen dağıtılmalı veya ölüm ihtimaliyle vasiyet yapılmalıdır. (Zaten vasiyet, genelde bu gibi, Allah (cc) haklarını veya kul haklarını içine alır.) Merhum, ayrılmış ve fakirlere verilecek olan malı, dağıtmadığından sorumlu ve borçludur. Zaten zekat için ayrılan mal da varislere miras kalır. Onlar şayet isterlerse babalarını bu borçtan kurtarır, hayır yapmış olurlar. Bu vasiyetini yapmadan vefat eden içindir. Fakat vasiyet yapmışsa, işte o zaman bıraktığı mirasın üçte birinden ödenir. Yetmez ise varisler kendi hisseleriyle tamamlayabilirler. Bu çok hayırlı bir teberru olur.