BİR DEMİRCİ, BİR ŞEHİR, BİR MİRAS: EDİP BAĞDATLI

BİR DEMİRCİ, BİR ŞEHİR, BİR MİRAS: EDİP BAĞDATLI

Asrın felaketi olarak anılan 6 Şubat depreminin ardından büyük yıkıma uğrayan Antakya, yeniden ayağa kalkma mücadelesini sürdürürken, bu sürece katkı sunan isimlerden biri de demiri sanata dönüştüren zanaatkâr Edip Bağdatlı oldu. Usta ellerinden çıkan, estetikle sağlamlığı buluşturan devasa el işçiliği kapılar, hem geçmişin izlerini taşıyor hem de geleceğe umutla bakmamıza vesile oluyor.
Yıllardır memleketin dört bir yanına zarafet ve güven kazandıran Edip Usta, sadece demir işçiliğiyle değil, aynı zamanda ortaya koyduğu sanat anlayışıyla da takdir topluyor. Depremin yerle bir ettiği birçok yapının arasında onun yaptığı demir kapılar dimdik ayakta kaldı. Bu durum, hem yaptığı işin kalitesini gözler önüne serdi hem de ona duyulan güveni daha da artırdı.
Geleneksel sanat ile modern mimarinin zarif bir buluşmasını yansıtan Edip Bağdatlı’nın eserleri; camilerden kiliselere, tarihi konaklardan butik otellere, özel villalardan kamu binalarına kadar birçok yapıda yer alıyor. Her bir parçası sabırla işlenen, özenle tasarlanan bu kapılar yalnızca bir giriş değil; aynı zamanda mekanın ruhunu da taşıyor.
Antakya’nın yeniden inşa sürecinde simgesel bir değer kazanan bu özel tasarımlar, sanat ve emeğin birleşiminden doğan kalıcı izler bırakıyor. Kadim şehir, Edip Bağdatlı’nın eserleriyle yeniden can buluyor.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ