GÜZEL İNSAN: AHMET YANAR

M. Adil ÇETİN Araştırmacı-Yazar İLESAM Hatay İl Temsilcisi
Bir insanın bir yere olan mensubiyet duygusunun ölçüsü biraz da o yere ne verebildiği ve ne yapabildiği ile alakalıdır. Sadece oralı olmak, orada yaşamak, gününü gün etmek, memleket için hiçbir gayretin içerisinde olmamak değil; çabalamak, gayret göstermek, fedakârlık etmek, ilgi duyduğu, becerebildiği konularda bir şeyler üretebilmek, geleceğe dair kalıcı eser bırakabilmek mensubiyet ve sorumluluk duygusunun bir gereğidir. Olması gereken sorumluluğun icabını yerine getirmektir.
Sevgili arkadaşım Ahmet Yanar, memleketine olan sevgisini, mensubiyet ve sorumluluk duygusunu yerine getirmeye çalışan, gayretli, üretken bir insandır. Konuşmak, eleştirmek kolay ama yapmak, üretmek zor bir uğraştır. Yıllarca başka illerde öğretmen olarak görev yaptı. Yaşadığı yere mesleğinin dışında kültür insanı olarak da hizmet etti. Onlarca kitap hazırladı. Sadece Türkiye’de değil yurt dışında da aynı faaliyetlere iştirak ederek faydalı hizmetlerde bulundu. Şimdi de memleketi Hatay/Hassa’da emeklilik yıllarını yaşıyor ve Hassa için bir şeyler yapıyor. Yolun açık, gayretin daim olsun değerli dostum.
Sayın Ahmet Yanar’ın yazdığı “Geçmişin İzinde Hassa (Yaşanmış Hikâyeler)” adlı kitap Ankara’da Berikan Yayınevi’nden yeni çıktı. Bana da ulaştı kitap. Hassamız için önemli bir çalışma. Geçmişi bugüne aktararak insanımızda Hassa’ya dair bir şuur oluşturma gayretinde olan Ahmet Hocamı yürekten kutluyorum. Kendisine teşekkür ediyorum. Böyle güzel çalışmalarının devamını diliyorum. Sağ olasın Ahmet Hocam. Zihnin hep açık olsun, kalemin hiç tükenmesin.
110 sayfa olan kitapta yirmi sekiz başlıkta düz yazı ve üç de şiir bulunmaktadır. Yazar, kitapta bilinmeyen, çok az bilinen veya unutulmaya yüz tutmuş olayları, şahısları, hatıraları anlatmaktadır.
Sevgili dostum yazar Ahmet Yanar kitapla ilgili olarak şunu söylüyor:
“Büyüklerimin anlattıkları, Osmanlının yıkılış ve millî mücadele yıllarında yaşadıkları sıkıntılar ve Hassa bölgesinin işgalcilere karşı yapmış oldukları mücadelelerdi. Onlar, anlattıkça gözlerinden yaşlar geliyordu. Onların memleket için yaptıkları bu kahramanlıkları ve fedakârlıkları gelecek kuşaklara da aktarmak inancındaydım.
Hassa uğruna mücadele vermiş ve unutulmuş büyüklerimizi hatırlamak, hatırlatmak ve onlara vefa göstermek gerektiğine de inanıyorum. Çünkü onların mücadeleleri neticesinde biz bugünlere geldik.
Geçmişimize sahip çıkarak geleceğimize yol açmak için tarihimize, kültürümüze değer vermek hepimizin özellikle de seçilmişlerimizin aslî görevi olmalıdır.”
Toplum olarak yaptığımız tarihi yazamamak en büyük eksikliğimizdir. Bu tür kitaplar eksikliğimizi bir nebze de olsa azaltacaktır.
Böyle kalıcı eserler bizi geleceğe taşır. Bugün bizler görevimizi yapmazsak gelecek kuşaklar bizim ihmal edip yapmadıklarımızı araştırıp ortaya çıkarmaya çalışacaklardır. Bu konuda geçmiştekilerin bizlere yük olduğu gibi bizler de gelecektekilere yük olacağız. Onun için herkes üzerine düşen görevi zamanında yapmalıdır.
Yediklerimiz, içtiklerimiz bizi ileriye götürmez. Toplumu yüceltmez. Memleketi daha iyi yerlere taşımaz. Kültür, sanat, edebiyat alanında ortaya koyulanlar bir anlam ifade edecektir. Milletleri millet yapan kültür, sanat ve edebiyat alanlarında yapılanlardır. Bizleri birbirine bağlayan tarih bilincidir. Ortak değerlerimizdir. Unutmayalım; değerlerimizi kaydetmezsek, kaybederiz. Bu konularda karnemizin çok iyi olması lazımdır. Arkalarında iz bırakanlar daha ziyade kültür, sanat ve edebiyat insanlarıdır.
Memleket sevgisi ne alabilirim, bana ne veriyor düşüncesi ile değil, ben ne verebiliyorum bakış açısıyla ilgilidir. Sevgi, karşılıksız vermektir, verebilmektir.
Bu ve benzeri çalışmaların yerel yöneticiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenmesi gerekir diye düşünüyorum. Geleceğe bir şeyler bırakmak için gayret edelim. Kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarını destekleyelim, sahip çıkalım.
Selam olsun sana ey güzel insan.