KARA: “ORMANLARI GÖZDEN ÇIKARDINIZ, ALTIYLA ÜSTÜYLE ŞİRKETLERE TESLİM ETTİNİZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, 30 Ekim tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve Maden Yönetmeliğinde değişiklikler öngören karar hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Kara, söz konusu düzenlemelerin “vahşi madencilik” uygulamalarına zemin hazırladığını ve orman alanlarını korumasız bıraktığını belirtti.
CHP’li Kara, kamuoyunda maden şirketlerine yönelik ciddi bir tepki olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Madencilik faaliyetlerinin ülkemize hangi yararı sağladığı tartışmaları önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşacaktır. Şimdi de ‘nadir toprak elementleri’ üzerinden madenlerimizin uluslararası tekellerin emrine sunulması tehlikesiyle karşı karşıyayız. Partimizin tavrı nettir: Ulusal çıkarları koruyan, ekolojik dengeyi gözeten, ülkemizi madencilik şirketlerinin oyun alanı olmaktan çıkaracak bir politika.”
“Yönetmelik, Ormanlarda Vahşi Madenciliğin Önünü Açıyor”
Yeni düzenlemeyle birlikte devlet ormanlarında maden aranması ve işletilmesi için gereken tesislere 24 ay süreyle bedelsiz izin verileceğini, bu sürenin Orman Genel Müdürlüğü’nün uygun görmesi durumunda 12 ay daha uzatılabileceğini hatırlatan Kara, bu değişikliğin “ormanların kaderini şirketlere teslim etmek” anlamına geldiğini söyledi.
“Ormanlarımızda madencilik faaliyetlerine yol açmak, tesis kurmak için üç yıla kadar bedelsiz izin tanımak, ‘Ben bu ormanları gözden çıkardım; altıyla üstüyle sizindir’ demektir. Yatırımcı dostu olma bahanesiyle ülkenin doğal varlıklarını gözden çıkarmak kabul edilemez,” dedi.
“ÇED Süreci Baypas Ediliyor”
Kara, yönetmelikte bakanlık izninin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) hükmü taşıyacağı yönündeki düzenlemeye de sert tepki gösterdi:
“Bu, ÇED sürecini dolanmak için hazırlanmış bir yasal kılıftır. ÇED başka, izin başka bir şeydir. ‘İzinleri ÇED formatında hazırlarsak o ÇED olur’ demek yurttaşlarla alay etmektir.”
“Koruma Alanları Listeden Çıkarıldı”
CHP’li Kara, özellikle yönetmeliğin 105’inci maddesinden çıkarılan ifadelerin dikkat çekici olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu:
“Tarım toprakları, tabiat anıtları, tabiat koruma alanları, kent ormanları, nadir ekosistemler, tarihi yapılar, sulak alanlar ve su havzaları artık izne tabi alanlar arasında sayılmıyor. Bu haliyle maden şirketlerine sınırsız bir hareket alanı tanınıyor. Bu düzenleme, on binlerce ailenin geçim kaynağını yok edecek, doğayı ve biyoçeşitliliği geri dönülmez biçimde tahrip edecektir.”
“Göz Boyama Altında Vahşi Madencilik Teşviki”
Açıklamasının sonunda Kara, düzenlemeyi “göz boyama amacıyla hazırlanmış, ama özünde vahşi madenciliği teşvik eden bir metin” olarak nitelendirdi:
“ÇED süreci işletilmeksizin maden açmanın sonuçlarını Hatay’da yaşadık. Bu yönetmelik, ülkemizin doğal kaynaklarının ulusal çıkarlar gözetilmeksizin madencilik şirketlerine peşkeş çekilmesinin önünü açacaktır.”